Genel

Aynı dilin insanıyız

Biz aynı dili konuşan iki ulusuz aslında. İki devlet tek millet gibi. Aynı diziyi izleyip, farklı sonuçlar çıkartabiliriz. Nazilli’deki Spinoza seminerine katılıp sonra orgy’den bahsedebiliriz. Çünkü Spinoze Amsterdam’lı ve Amsterdam deyince benim aklıma gruptan başka bir şey gelmez. Farklı şekilde yoğrulmuşuz fakat harmanlandığımız yerler, sebepler aynı.

Bana göre her ilişkide her oluşumda bir çıkar var. Çıkar kötü amaçlı değil. Misal birbirini seven iki sevgilinin birbirinden çıkarı mutluluk. İşçi ile patronun bir araya gelmesi bir çıkar ilişkisi. Kötü anlamda değil, ikisi de para kazanıyor bundan. Paralel evrende çok iyi kanka olabileceğin biri ile arkadaş olmak da sevgili olmak da bir çıkar ilişkisine dayanıyor. Çünkü aynı espiriye gülebiliyorsun. Aynı tadı yakalayabiliyorsun. Fakat insanoğlu aynı espriye defalarca kez gülmeyebilirken, aynı acıya defalarca kez ağlayabiliyor. Önemli olan aynı dili konuşabilmek. Aynı esprilere saatlerce gülebilmek. “Muffin için yerin var mı” dediğinde “ne ki bu” diye sormamak. O zaman dans dediğinde “renk” diyebilmek. Bir video gösterdiğinde “kim bu” diye sormamak. Bize teberru edilen beynimizi dile yansıtabilmek.

Kendini birey olarak görmek ve istediğin şeyi, istediğinde anda yapabilmek seni özgür kılıyor. Le Briet’e seslenir gibi seslenmek seni sen yapsın!

Demek istediğim asalak bir sarmaşık olma sakın.
Varsın boyun olmasın bir söğüdünki kadar.
Yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir