Genel

Aldatmak

Ben de Ahmet Altan gibi oturup, güzel bir roman yazmak isterdim. Sonunu da hiç beklenmedik bir şekilde kleptomanlığa bağlamak isterdim. Lakin o kadar yetenek yok bende. Kendi bildiğimi yazayım ben yine de hem deşarj olmuş hem de adını koymuş olurum.

Öncelikle aldatmanın temel bir şudur diyeceğin etkeni bulunmuyor. Bir çok sebebi veya müsebbibi bulunuyor. Lakin özünde tabii ki bağlanmak sorunu. Aslında normalde narsistliğin biraz dışa vurumu. Partnerinin senden daha kötü olduğuna inanmak ile beraber seni hak etmediğini düşünmen. Kendini partnerinden daha yüksek görmen. Veya intikam. Veya tatmin olamamak. Yani göründüğü üzere bir çok sebebi var. Salt elle tutabileceğin bir neticesi bulunmuyor. Bulunuyorsa da benim havadis algım bu kadarına yetiyor demektir.

Milen Kundera, bir insanı neresinden yaralarsanız, orası kimliği olur der ya hani. Benimkisi biraz öyle. O taraftan öyle yaralandım öyle bir travmam oluştu ki atlatmak çok zor geliyor. Neredeyse kimliğim olmuş durumda. Egom yüzünden uzay zamanı büken biri olarak, bu konuda cüssemin bükülüşünü izliyorum. Cüssem büküldükçe, kütlem de küçülüyor. Sonunda bir kara deliğe, hiper novaya veya süpernovaya dönüşmeyeceğim. Sönmüş bir yıldız olarak kalacağım.

Bundan başka da travmalarım var benim. Zaten arafta kalmış bir insanın, “araf çok güzel gelsenize” demesini beklemezdim de kendini arafa bu kadar hapsetmesini izlemek çok keyif vermiyor. 102 ekran oled tv karşısında elimde kumanda, çaresizliğin, biçare olmanın handikaplarını seyrediyor gibiyim. Kanal değiştiremiyorum, Netflix’e geçemiyorum. Kısacası hiç bir bok yapamıyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir