Genel

Bugün Bugün Olalı

Bugün enteresan biçimde üzerimde oluşan bir yorgunluk hali var. Bir kaç sunucu problemi çıktığından ve gereksiz detaylara sinirlendiğim için olabilir. Emin değilim. Bu sebeple henüz standart Unix yazılarımı yazmaya geçemedim. Tek korkum bundan sıkılmış olmam. Bende şu “hayatımın farklı” olmasından sonraki okuduğum kitapları yazayım. Hem listem olmuş olur, hemde okudukça güncellerim. Daha sonrada uzun uzun yine o kitapları yazarım.

  • Alamut (Vladimir Bartol)
  • Simyacı (Paulo Coelho)
  • Martı Jonathan Livingston (Richard Bach)
  • Doğunun Limanları (Amin Maalouf)
  • Kendini Arayan Adam (Halit Ertuğrul)
  • Küçük Şeyler (Üstün Dökmen)
Normal şartlar altında, bu tarz kitaplar okuyamayan biri için, 2 haftada bu kadar kitap okumak benim için büyük başarı. Yani en azından ben öyle olduğunu düşünüyorum. 
Alamut kitabından zaten etkilendiğim için oturup yazdım. Simyacı niye bu kadar satmış hala anlam veremedim. Kötü bir kitap demiyorum fakat bence “overrated”. Alamut ise “underrated”. Martı Jonathan Livingston’ı neden okudum bilmiyorum aslında.
Muhtemel ergen yaşlarımda birisinin hediye ettiği kitaptı bana. O yaşlarda olup birde üstüne duygusal kişiliğe sahipseniz güzel gelebilir fakat bu yaşta bana hitap etmiyordu açıkçası. Zaten 2 saatte falan bitirdim sanırım. 
Amin Maalouf’a ise zaten Semerkant’tan ötürü büyük bir saygım var. Doğunun Limanları’da akıcı, sürükleyici ve güzel bir dil ile yazılmış. Sonunda ağlama en azından duygusallaşma şansınız var. Zaten bu kitabı da okuduktan sonra, Maalouf’un tüm kitaplarını sipariş ettim. Zaten sevdiğim bir yazar artık benim için “Amin Maalouf’un son kitabı” çıkmış cümlesini kurduracaktır. Nedendir bilinmez İsyan Kitapdar’ı hayalimde hep Celal Bayar tipinde bir adam olarak canlandırdım ben.
Kendini Arayan Adam bir kitap değil. Halit Ertuğrul’un gerçek diye yutturmaya çalıştığı bir hikaye. “Cevab Veremedi” tarzında bir kitap. Komunist/ateist bir adam ile din hakkında tartışması ve adamın gözyaşları sel olup dine dönmesi. Tito ile bile görüşecek kadar bilgili bir adamın, islam hakkında hiç bir şey bilmemesi. Halit Ertuğrul’un ise verdiği cevaplarının tümünü risalelerden vermesi. E kuran’dan neden hiç cevap vermedin sen haşhaşi kardeşim? Sineğin kanadını bile yapamayan insanoğlu diye bir söylemden bahsetmesi. Tabi kitap eski olunca dolly’i falan o zaman bilemiyor kardeşimiz. Atom o zaman maddenin en küçük yapı taşı, ama şimdi atom alçı parçacıkları hatta onunda alt parçacıkları var. Neyse bu cemaatçi tayfalar zaten böyle. Netice itibari ile kitabın yazıldığı tarihte bile bunlar varken, hikayeyi daha yalandan yazabilirdi bence.
Küçük Şeyler zaten kişisel gelişim kitabı falan. Kızmayın, neden sinirleniyonuz? sik mi var? tarzında. Ha adam aklı ayrı konu. 
Şimdi idefixten bir kaç kitap siparişi daha verdim. Çok beğenirsem oturur yazarım. Yazarım da kendimi iyice, deli gibi düşünmeye başladım. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir