Genel

Bölünmüş Türkiye

Bazı zaman malum zatın başkan olmasını desteklemek istiyorum. Çünkü başkanlık sistemi ile beraber ülkeyi böleceğinden eminim. Tek problem Erbakan’ın lafı ile “adil düzene geçilecek… bu kesin şart. bu geçiş dönemi yumuşak mı olacak? sert mi olacak? kanlı mı olacak kansız mı olacak? bunu zaman gösterecek..” olması. Yoksa ülkenin belki de 4 parti destekçileri şeklinde bölünmesi hepinizin hayrına olacak. Bununla ilgili konuştuğum bir arkadaşım var. Ara ara oturup bunun ütopyasını kuruyoruz. Bu hayali yazmak istiyorum aslında.

 

Ülkeyi 4 parçaya böldüğümüzü düşünüyoruz. Doğu ve Güneydoğu Hdp ve destekçilerinin, Orta Anadolu Yozgat, Sivas gibi şehirler dahil Mhp ve destekçilerinin, Anadolunun sol tarafı, İstanbul dahil Akp ve destekçilerinin, Ege kıyı şeritleri de Chp ve destekçilerinin olacak. Misal Antalya turizm açısından güzel bir yer, normalde Akp tabanı, “turistler sikişiyor ya” deyip istemez ama turizm gelirleri açısından, Antalya’yı onlara bırakıyoruz. Kalan üç bölge ne bok yiyorsa yesin beni ilgilendirmiyor. Ben Laikistan kısmı ile ilgileniyorum. Evet ülkemizin adı Laikistan Cumhuriyeti.

 

Burada kime oy verdi isen orada yaşayacaksın değil, bu 4 bölgeden hangisini seçmek istersen orada yaşayacaksın kuralımız var. Ama daha sonra değişikliğe izin vermiyoruz. (olağanüstü haller dışında) Seçim yapan kişinin çocukları da bizim ülkemize bir sınav dahilinde falan alınabilir, orasını düşünmedim henüz.

 

Herkes dini vecibilerini yerine getirebilecek.

Fakat bunun belli başlı şartları olacak. Misal Bursa’yı laikistan’a kattığımızı düşünüyorum. (normalde bizde değil ama bu şehri bildiğimden kattım) Şehrin şu anki jeopolitikasına göre konuşuyorum. Şehrin doğu kesimi azınlıklara ayrılacak. Kiliseler, havralar, sinagoglar, budist tapınakları, cemevleri doğu kesimde olacak. Hiç bir inanç veya inanç sahibi diğer, inanç sahibini veya inançsız birisini rahatsız edemeyecek. Çan sesini mi çalacaksın, belirli bir desibel üstüne çıkmayacak, diğer insanlar bu sesten rahatsız olmayacak. Ayin mi yapacaksın veya cemevinde saz mı çalacaksın, çal ama kimseyi rahatsız etmek yok.

Şehrin aşağı tarafları, şu anki Osmangazi ilçesi, Müslümanlara ayrılacak. Yine rahatsız etmeme konusu burada da geçerli. Ezan sesi sadece o ilçede duyulabilecek. O ilçede oturan birisi, diğer ilçelerde çalışmayacak. İstihdamı o ilçede sağlanacak. Yani benim çalıştığım ilçede, cami yok, ben namazımı kılamıyorum sıkıntısı ortadan kalkacak.

Şehrin batı kesimi inançsız veya inanıyorum ama dini vecibeleri yerine getirmiyorum diyen kesime ayrılacak. “Ben inanıyorum ama namaz kılmıyorum, ama ezan sesi de duymak istiyorum” dersen, malesef sen Osmangazi bölgesinde oturup o tarafta istihdam edileceksin.

Tabi vatandaşın, bir montaj işi dolayısı ile, batı kesimine gittiğini düşünebiliriz. Bu sefer, “ben ayin yapamadım, aman namazı kaçırdım” sıkıntıları olacaktır. Bunun içinde her bölgede, mescid gibi küçük havra gibi yerler inşa edilecek.

 

Eğitim

Anaokul ve ilköğretim zorunlu olacak. Anaokul 3 yaşında başlayıp 7 yaşında son bulacak. İlköğretim ise 8 sene sürecek. İlköğretimden sonra, yapılacak testler ile, öğrencinin yeteneği ile ilgili meslek liseleri veya normal liseler olacak. Eğer marangoz olma eğilimi var ise, meslek lisesine, fakat hukuğa sempati var ise normal liseye dahil olacak. Anaokuldan itibaren her sınıf atlandığında epistemoloji dersi zorunlu olacak. Akli melekelerini yitirmemiş her insan için ölene kadar bu ders verilecek. Ayda bir gün epistemoloji uzmanları ve toplum bilimciler tüm vatandaşları evlerinde ziyaret edip, bilgi tazeleyecek. İlkokuldan itibaren zorunlu programlama dersi olacak. Eğitim tamamen ücretsiz olacak ve özel okul olmayacak. Meslek liselerini bitiren öğrenciler, 2 sene ingilizce yabancı dil eğitimi alacak. Daha sonra istihdam edilmesi sağlanacak. Düz liseden sonra, üniversite eğitimi başlayacak. Üniversiteyi bitirmek için zorunlu iki dil bilinmesi ve nesne yönelimli programlama diline dair bilgi sahibi olmak gerekecek.

Unutmadan anaokullarımızın tümü şu mimari de olacak.

 

http://ekampus.orav.org.tr/blogger/volkanbal/page/43233/fuji-anaokulu–bu-da-mi-baska-

 

Ekonomik Gelişim

Ayrıldığımız noktada zaten Koç gibi, Sabancı gibi, Sütaş gibi üretim yapabilen şirketler seküler olduğundan Laikistan tarafını tercih edeceğini düşünüyorum. Ama tercih etmezse de çok önemli değil.

Keles, Kestel, Orhaneli, Büyükorhan, Harmancık gibi doğu ve dağ yöreleri tamamen tarımsal arazi olarak kullanılacak. Buralarda zorunlu haller dışında yerleşim olmayacak. Çiftçilik, hayvancılık gibi sektörler burada yer alacak. Tüm sektörler için 8 saat çalışma zorunluluğu olacak ve hafta sonu tatil olacak. Yılda iki kere 15 gün olmak sureti ile izin kullanılacak. Ayrıca izin kişinin tercihi ile tatil planları işveren tarafından üstlenilecek.

Şehrin kuzey kesimlerinde, esnaflık ağır basılacak. Tamirci, bakkal, marangoz, gibi kobiler bu kesimde yer alacak. Küçük işletmelere her sene, ekonomi uzmanları gidip, ekonomik durumu hakkında bilgilendirme ve yardım sağlayacak.

Şehrin batı kesiminde, Görükle, Karacabey, İnegöl, Mustafa Kemal Paşa gibi ilçelerde fabrikalar olacak. Sanayi bölgeleri bu tarafta olacak. Sanayi de insan gücü değil, makine gücü kullanılacak. Her fabrikada ayrıca bir ibadethane olacak.

Şu andaki dağ kesimi, teleferik, maksem, teferrüç gibi semtler yazılım vadisi olacak ayrılacak. Yerleşim olmayacak sadece teknoloji geliştirme amaçlı ofisler kurulacak.

Asgari ücret belirleme komisyonu var. Fakat şu andaki gibi değil. Ülkede en yüksek aylık maaş alan birisi ile, en alt aylık ücret kazanabilen arasında fark 5 katını geçmeyecek. Yani işçi 1000TL alıyorsa Başbakan 5000TL. alabilecek. Veya bir bürokrat 20000TL kazanıyorsa, asgari ücret 2000TL olacak veya bürokrat o maaşı alamayacak.

 

Toplumsal Gelişim

Toplumsal gelişim tabi eğitim sayesinde olacaktır. İlk bir 10 yıl falan problem çekebiliriz fakat sonrasında Norveç vari bir ülke olmamızda hiç bir engel yok. Öncelikle hükümet veya siyasi erk teknokratlar hükümeti şeklinde oluşturulacak. Ekonomiye tabiki Selin Sayek Böke atanacak. Diğer tüm bakanlıklar konusunun uzmanı kişilere verilecek. Misal İlber Ortaylı kültür bakanı olacak. Bakanların kurmayları da yine konusunun uzmanı kişiler olacak. Mehmet Ali Alabora misal kültür bakanı bürokratlarından olabilir. Halil İnalcık, Sinan Meydan gibi tarihçilerde danışmanlık yapabilir. Yani örnekler çoğaltılabilir. Yine bir ara komple kabineyi yazarım.

Eğitim sayesinde ahlak değerinin üstüne kesinlikle vurgu yapılacak ve ahlak deyince insanların aklına sadece sikiş gelmesi engellenecek. Toplumsal kurallara uymayan, etik değerleri benimsemeyen kişilere büyük yaptırımlar uygulanacak. Misal kırmızı ışıkta geçen arabaya uzun bir süre el koyulacak. Kırmızı ışıkta geçen yayaya, yürüyen merdivende solu işgal edene, yere tükürene kamusal cezalar verilecek. Hatta bunları görüp tepki vermeyen vatandaşa da küçük süprizler yapılacak.

 

 

Devam ederim..

Bölünmüş Türkiye” üzerine bir yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir