Genel

Ülkeyi terk etmek isteyenler – Kemal Öztürk

http://www.yenisafak.com/yazarlar/kemalozturk/ulkeyi-terk-etmek-isteyenler-2034689

 

Yeni Şafak gazetesinde Kemal Öztürk böyle bir yazı kaleme almış. Haddime değil tabi cevap yazmak fakat kendimce eleştirmek istedim.

Kemal Öztürk standart bir 28 Şubat mağdurluğu yaşıyor. Her islamcının yaşadığı, yaşamasa bile kendini yaşamış varsaydığı bir mağduriyet. Elbette mağduriyetler yaşandı, bu ülkenin utanılacak bir geçmişi var. Eyvallah.

28 Şubat zamanlarında bir kaç tane tanıdığım üniversite okuyan solcu ağabey var. Çok konuyu bilmiyoruz ama bunlarla sohbet etmek bana zevk veriyor. Ben bir soruyorum bunlar beş anlatıyor. İşte halkların kardeşliği, yapılan haksızlıklardan da bahsediyorlar. Ben herhalde Lise 1 veya 2’deyim. Tanıdığım sevdiğim o zamanın azılı ülkücüsü, ocak başkanı, şimdinin İşidçisi bir ağabey daha var. O da imam hatiplerle ilgili haksızlıklardan bahsediyor. Öğrendim “türbana özgürlük” yürüyüşü yapacaklarmış. Vardım gittim bende yanlarına, onlarla beraber yürüdüm. Şeriat isteriz diye bağırmasam da, türbana özgürlük dedim, kimsenin kıyafetine karışmayın dedim.

Sonra gidip bu solcu ağabeylere de durumu anlattım. Bende eylemlere gidiyorum dedim, haksızlıklara karşı mücadele ediyorum dedim. Bunlar bana dedi ki;

-Yaptığın iyidir hoştur fakat bu islamcıların derdi özgürlük değil, bugün türbana özgürlük alırlarsa yarın başı açıklar üniversiteye girmesin derler.

Vay bana vaylar bana. Yok ya demezler dedim. Anası, bacısı türbanlı olan, türbana özgürlük isteyen yegane arkadaşım, tanıdığım hiç bu kafa değildi dedim. Değillermiş, ortama, zamana ayak uydurup, her devrin adamıymışlar.

Kemal Öztürk basın kartına el koymuşlar o zaman. E şimdi içeriye atıyorlar. Hem de Kadri Gürsel gibi canlı yayında, Nazlı Ilıcak’a, Nagehal Alçı’ya karşı, ergenekon, balyoz gibi bilimum cemaat kumpası davalarına itirazını avazı çıktığı kadar bağıran adamı içeriye atıyorlar. Hem de utanmadan FETÖ diye yaftalıyorlar. Cemaatin kumpas kurup içeriye attığı Ahmet Şık’a her gün yüzlerce tehdit geliyor. Bir pundurda adamı içeriye atacaklar. Kemal Öztürk devlet kurumlarında bırakın çalışmayı içeriye bile alınmıyormuş. Peki şu anda muhalif olan gazeteci hangi devlet kurumuna girebilir? Dünyanın en çok tutuklu gazetecisi sayısı olan bir ülkede adam devlet kurumundan içeri giremiyordum diye mağdur olduğunu düşünüyor.  Tabi bununu kılıfı da hazır. Ne diyor Kemal Öztürk “Ülkede basın özgürlüğü konusunda sıkıntı var diyorlar. Haksızlık yapılanlar olmuştur belki ama teröre destek verenlerle, gazetecilik mesleğini yapanları ayırmak gerek. Özgür Gündem bu yüzden kapandı ama Sözcü, Birgün, Aydınlık gibi bir çok gazete her gün hükümet karşıtı haber yapıyor” İyi de yarın Birgün kapanırsa ona da teröre destek veriyormuş diyeceksin. Ki Aydınlık gazetesi şu an Yeni Şafak’tan daha fazla yandaş durumda. O zaman sende 28 Şubat döneminde teröre destek vermişsindir diyelim. O zaman da İslami terörizm vardı?

Başörtülü olduğu için, eşlerimizin, kardeşlerimizin, annelerimizin hayatları karardı, fiili saldırılara maruz kaldılar.” Bugün hamile bir kadın spor yapıyor diye saldırıya uğradı. 2 ay önce bir genç şortlu diye meçzup bir heriften dayak yedi. Bugün tecavüze uğrayan her kadın için, “o saatte orada ne işi varmış” sorusunu soranlar meçzuplar var. Başı açık olup sendense sıkıntı yok, fakat senden değilse, orospu sıfatını yiyor insanlar. Peki 28 Şubat zamanı kaç tane türbanlı fiziki saldırı gördü? Hadi gördü diyelim, Akpli olmayanlar “onun da dışarıda ne işi varmış” dedi mi?

Devletin soğuk, gaddar, acımasız ve öfkeli yüzünü tanıdık. Bizi devletten, ordudan, ülkeden soğuttular.” Çok uzun zamandır sizden olmayan herkes devletin, soğuk, gaddar acımsız ve öfkeli yüzünü tanıdı ve hala tanımaya devam ediyor. Evet sizde size oy vermeyen büyük bir kitleyi devletten, ordudan ve ülkeden soğuttunuz.

“Tüm bu eziyetlere, haksızlıklara rağmen, hiç bir zaman illegal örgütlere girmedik, elimiz silaha uzanmadı. Başka ülkelerin ajanı olmayı düşünmedik, ihanet aklımızdan geçmedi. Bu yollara tevessül edenlerle hemen ilişkimizi kestik.” İbda-c yi de FETÖ kurdu sanırım. Peki kim şu zamanda illlegal örgütlere giren gazeteciler? Can Dündar mı? Daha da fenası illegal örgüt ne? Dün Ergenekon’a illegal örgüt diyordunuz bugün FETÖ’ye. Ahmet Şık’a dün Ergenekoncu diyordunuz bugün utanmadan, arlanmadan cemaatten emir alıyor diyorsunuz. CHP’ye dün Ernegekoncu diyordunuz bugün yine utanmadan cemaat ile el ele diyorsunuz.

“Bugün Türkiye’yi terk etmeyi dillendiren yazıları okuyunca, o günleri yeniden hatırladım. Ak Parti hükümetlerinin, kendi inanç ve düşüncesinde olmayan insanların yaşam şekillerini, kanuni düzenlemeyle nasıl kısıtladığını düşündüm. Bulamadım” Mükemmel ya Kemal Bey. Kızlı erkekli aynı evde kalıyorlar falan var bildiniz mi? Bunun için kanuna da gerek almıyor. O elit, zengin ortamınızdan uzaklaşıp bir sokağa çıkın bakalım. Sünnilerin alevilere nasıl kinle baktığını görün. Sadece o değil biraz gazete okuyun mesela. Her gün tecavüze uğrayan kadınları, şiddet gören kadınları görün. Cumhurbaşkanı’nın “bunlar ateist, bunlar solcu, bunlar terörist” dediğini falan da atlamış olabilirsiniz sanırım.

Daha sonra Kemal Bey ülkeyi terk etmeyi düşünenlere anlama çalışmış ve devam etmiş. “Gerçekten temel yaşam şartlarınız bozulduğu için mi, yoksa konforlu hayatınızı sürdürmek için mi ülkeyi terk etmek istiyorsunuz? Bunu vicdanen cevaplayın” Kendi adıma samimi cevaplıyorum Kemal Bey. Sizin sorunuzun muhattabı yüksek ihtimal ben değilim, çünkü bok gibi bir hayatım var. Anam, ablam hatta tüm hısım akrabamda ki kadınlar örtülü. 30 yaşını geçmişim. 8 yaşında bir oğlum var. Sırf oğlumun hayatından, geleceğinden endişe ettiğim için ülkeyi terk etmek istiyorum. Oğlum bu boktan eğitim sisteminde okumasın diye terk etmek istiyorum. Bir gün oğlum veya eşim veya ben, çözüm süreci ile kandırıldığınız pkk tarafından canlı bomba ile parçalanmayalım diye terk etmek istiyorum. Sırf muhalifim diye acaba beni içeri alırlar mı korkusu ile yaşamak istemediğim için gitmek istiyorum. 15 yıldır her politikayı elinize yüzünüze bulaştırdığınız için gitmek istiyorum. Her konuda uyarılara rağmen yanlış yapmaya devam eden bir muktedir olduğunuz için gitmek istiyorum. Her geçen gün ülkeyi daha da kutuplaştırdığınız için gitmek istiyorum. Sabah başka akşam başka söylediğiniz için gitmek istiyorum. Sadece yaşamak için gitmek istiyorum. Yoksa doğduğum, büyüdüğüm her tarafında ayrı hatıralarım olan ülkeden gitmek pek iç açıcı değil.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir