Genel

Realite

Arthur Schopenhauer, gerçeğin üç aşaması vardır der;

1-Dalga geçilir.

2-Şiddetle reddedilir.

3-Kabul edilir.

Genelde bloğa, bol sevinçli olduğumda ama daha çok hüzünlü olup, sağa sola trip attığım zamanlarda yazıyorum. Şu anda da arafta kalmış bir durumda olmanın neticesi ile yine kendimle dertleşmek istedim. Zira uzun süredir dertleşebildiğim bir insanın olmadığını, hüsranla anlamış bulunuyorum. Bu sebeple de dalga geçip, şiddetle reddettikten sonra artık bazı gerçekleri kabul etmiş bulunmaktayım.

Benim kendimde kabul ettiğim ve etmediğim bazı eziklikler veya hassas olduğum konular var. Karşı taraf hassas olduğum bir konuda, beni bir şekilde incitirse, yaralarsa veya sinirlendirirse, herhangi bir vicdanı çaba duymadan, konuyu kestirip atabiliyorum. Birkaç gün veya durumun vahametine göre daha uzun bir süre sinirlenip sonra da beynimden siliyorum. Fakat eziklik hissettiğim konularda bu böyle işlemiyor. Bu konu ile ilgili bir tartışma veya münakaşa yaşadığım olaydan sonra, uzun bir süre toparlanamıyorum. Örneklerden bir tanesi imposter sendromu.

Bir süredir imposter sendromu bataklığındayım. Aslında çok daha uzun süre de olabilir ama ben daha yeni fark etmiş olabilirim. Çok büyük bir eko sistemin içerisinde, bir şeyler öğrenmeye ve bununla para kazanmaya çalışıyorum. Artık öğrenecek olduğum şeylerin de beni aştığını düşünmeye başladım. Devops muyum, sistem yöneticisi miyim, linux geek’i miyim, windows mu yönetiyorum, network mü biliyorum, artık bilmiyorum. Zaten pamuk ipliğine bağlı motivasyonumla çalışmaya çalışıyorum ve ezikliğim olduğunu da bilen birinin bu konuda, bana sikko şeyler söylemesi beni sinir ediyor, üzüyor, kırıyor.

Devamını getireceğim sonra.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir