Genel

40’ından sonra

Çok şükür henüz 40 olmadım ben. Daha 39 sayıyorum. Ama tipi görsen 30 falan ancak dersin yani. Gerçi son iş yordu çok yıprattı beni. Ondan biraz daha yaşımı gösterir oldum sanırım. Birisi ile konuşurken, 14 yaşında oğlum var dediğimde, inanmadıklarında artık bu beni mutlu ediyor. Eskiden tam tersiydi durum. 20 yaşındayken 15 gibi gösteriyordum. Egemen dünyaya geldiğinde, sen daha kendin çocuksun diyorlardı. Çok kızıyordum şimdi seviniyorum bu duruma. Saçlar falan biraz döküldü de ondan gösteriyorum şimdi. Yoksa hala taş çıkartırım yani 20-30 yaş arası jenerasyona. Enerjim de var bak benim mesela. Geçen birisi ile konuşurken, abi en fazla 25-26 falan dedi. Ki herif beni hiç görmedi sadece telefonla konuştuk. Sesin de bu kadar yaşın enerjisi var abi dedi. Fakat aksi bir durum var. Mesela eskiden forumlarda yazarken de 20-25 arasıydım ama tanıştığım insanlar 35-40 diyordu. Demek ki yazarken öyle bir enerjim olmuyor benim.

Kaçtan sonra azanı teneşir paklıyordu? 40 olmasın lütfen. Zira benim ejakülasyon sayım oldukça iyi durumda. Azmış değilim de yapım böyle. Teneşir paklar mı bilmiyorum. Her an ölecekmişim gibi yaşamaya devam ediyorum aslında. 7’nin huzurunda bir türlü can veremedim lakin.

Srpski filmi hatırladın? Hani ondaki sevişirken eline pala verildiğinde, hem sevişip hem kadını kestiği bir sahne var ya, bildin mi? O geldi aklıma. Şu ara yapma potansiyelim var, çünkü dengem şaşmış durumda.

Hani Karate Kamil’de canlıları öldürme diye konuşan tip vardı. Abi konu canlı değil benim için. Benim şu sahnede içim acıyor. Aslında acıyordu ya. Düşün bir robota tekme atılıyor ve robot bacaklarını toparlamaya çalışıyor. İşte ben bundan etkileniyorum ve üzülüyorum. Aslında üzülüyordum. Artık üzülmüyorum. Pala ile girişsem doggy style’da iken. İçimin yağları eriyecek resmen. Sonrasında üzülür müyüm, bilmiyorum. Çünkü artık hissedemiyorum. Çünkü artık yalanlardan, politikalardan bıktım, usandım, yıldım.

Ben Zeki Demirkubuz gibi değilim. Bu ülkeye ve bu hayata dair hiçbir şeyin, hiçbir zaman benim dilediğim gibi olmayacağını biliyor ve bundan hala acı duyuyorum. Sanıyorum bu acı da geçmeyecek. O acıyla yaşamasını da öğrenemeyeceğim. Çok fazla acı var ve ben artık buna katlanamıyorum. Aslında John Coffey benim söylemek istediğimi söylüyor tam olarak.

“Yoruldum, patron..
Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum.
İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım.
Her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım,
Çok fazla var, sanki her an için kafama cam parçaları batıyor.
Anlıyor musun?”

Sanıyorum bir kaç gündür, kafamda en çok istediğim şey beni de Coffey gibi idama götürmeleri. Zira kendim yapamıyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir