Tabii ki benim de egom var. Tabii ki böbürlendiğin bir kaç yer de vardır. Ama bu toplumun, büyük çoğunluğunun asgari zeka düzeyini karşılayamadığı gerçeğini değiştirmiyor. Türkiye değil bu arada, genel dünya popülasyonu bu şekilde. 10 kişiden 1 maksimum 2 kişinin zeka seviyesi normal düzeyde. Hani şu Zaytung’un “Pilav normal bence siz geri zekalısınız” haberi var. Bu on kişiden 1 kişi de zeki değil aslında. Diğerlerinin zekaları normal olmadığı için o kişi zeki gibi duruyor. Asgari zeka müştereklerde buluşamıyorsun bu insanlarla.
Adam veri merkezinde kuş besliyor ya. Kuş kuş, bildiğin muhabbet kuşu. Ofislere kapıdan içeri giriyorsun ve kuşlar ötüyor. Papağan falan var. Valla ya bildiğin papağan, veri merkezinde! Jeneratörün yanındaki toprağa soğan ekmişler. Soğan lan soğan. Seciyesini siktiğimin zekasızı ya. Veri merkezi mi hobi bahçesi mi belli değil aqun yeri. Beyni erimiş kurumsalsızlar sizi. İlkesiz inkılapsız, batıl itikatlara inanmış cahiller ordusu sizi.
Veri merkezindeki, jeneratörün yanına soğan ekilmiş? Cidden aşamıyorum ben bunu. Bak Allah’tan o tarafa müşteri girmiyor. Müşteri görse valla, bilinç altında neler oluşur kim bilir. Çıkarır sistem odasında sigara yakar, sunuculara işer, çok sıcaktı, soğutayım der.
Anahtar kelimelere bak ya. Veri merkezi, kuş, taze soğan. Bu üçünün dünyada bir araya geldiği herhangi bir habitatın olması imkansız. Bu da bana kısmetmiş.
Kurumsallık sizi yaşatır. Kurumsallıktan kastım, öyle plazada oturup, inşaatta götüne kompresör sokma şakası yapan insanların, birbirine “bey, hanım” diye hitap etmesi değil. Kuralların, kaidelerin, prosedürlerin işlediği, zaman sapması olmayan yerlerden bahsediyorum. Her çalışanın hangi işi, hangi zamanda yaptığı belli olan yerden bahsediyorum. İşinin ehli olan insanlardan.