Hayalimde bir kaç meslek var benim. Mesela satın alma işini çok isterdim veya presales dedikleri konumda olmayı isterdim. Ben satmayı beceremiyorum ama güzel alıyorum. İlişkilerim de iyi, o yüzden bu iki meslek tam bana göre. Aslında şu anda da hem kendi mesleğimi, hem de bu iki mesleği de beraber götürüyor gibiyim neredeyse. Fakat hep örneklerimde bahsettiğim, en çok yapmak istediğim farklı bir meslek bulunuyor. O da gezi blogger’ı olmak.
Sanıyorum, vlogger mıdır ne sikimdir şöyle şeyler çıktıktan sonra, blogger mesleği de bitti ama ben yine de yapmak isterdim. Birazcık reklamdan para kazansam olur beni motive eder.
Şimdi ben Haziran’ın 20’lerinde bir çıktım. Ancak geri döndüm. Sofya > Polovdiv > Dortmund > Duisburg > Düsseldorf ve Münih. Bu gezimle ilgili de bir şeyler karalamak ve uzun uzun yazmak istiyorum. (en azından bir sonraki yazıda)
Sofya’ya ben zaten sürekli gidiyorum. Dortmund falan amenna ama Münih nedir kardeşim? Ben hayatımda böyle güzel bir şehir görmedim. Televizyonda da görmedim yani. Burası şehir değil başka bir şey. Sanki bir romanda geziyormuşsunuz gibi. Sanki Martin Scorsese’in Hugo filmdensiniz gibi. Başka bir şey.